ENDOMETRİOZİSE (ÇİKOLATA KİSTİ) İYİ GELEN BİTKiSEL YÖNTEMLER NELERDİR? ENDOMETRİOZİSTE BESLENME
ENDOMETRİOZİS (ÇİKOLATA KİSTİ) NEDİR?
Endometriozis, yada diğer adıyla çikolata kisti kadınlarda sık görülen bir problemdir ve tedavi edilmez ise kısırlığa neden olabilir. Endometriozis daha çok 30’lu yaşlarda görülür. Rahmin içini kaplayan dokuya endometrium denir ve bu dokunun rahim yerine vücudun başka bir yerinde büyümesine endometriozis denir.
ENDOMETRİOZİSTE BESLENME NEDEN ÖNEMLİDİR?
Endometriozis tedavisinde beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri de etkilidir. Vücutta östrojenin kalınlaşmaya neden olarak endometriozise sebep olduğu bilinir. Bu yüzden östrojen seviyesini düşük tutmak çikolata kisti belirtilerini minimuma indirmeye yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz yaparak, kafein ve alkol alımını sınırlayarak ve vücut yağ oranını azaltarak östrojen seviyesinin düşmesini sağlamak mümkündür.
ENDOMETRİOZİSTE GLUTENDEN UZAK DURUN!
Yapılan bazı çalışmalarda endometriozis hastalığı yaşayan kadınların gluten içeren yiyeceklere karşı hassas olduğu gösterilmiştir. Bu kadınlar gluten yemeyi kestikleri ve uzun süre sağlam bir beslenme düzenini koruduklarında endometriozis şikayetlerinde azalma görülmüştür. Buğdayın içerdiği gluten endometriozis belirtilerinin şiddetlenmesine neden olur. Glutensiz diyetler, endometriozis belirtilerini ve pelvik ağrıyı azaltırlar. Gluten:
- Buğday
- Arpa
- Çavdar
- Yulaf
- Bulgur
Gibi tahıllarda görülür.
Dolayısıyla içinde bu tür tahılların bulunduğu un, ekmek, hamur işi, makarna gibi besinleri azaltmak endometriozis tedavisinde yardımcı olacaktır.
SÜT ÜRÜNLERİNİ AZALTIN
Endometriozis şikâyetlerini bitkisel ve doğal yollarla azaltmaya çalışacaksanız öncelikle süt, işlenmiş gıdalar, rafine edilmiş şekerler, kafein ve karbonhidratlar gibi iltihaplanmaya neden olan gıdaları eleyerek başlayın.
Süt ürünlerinin tüketimi mutlaka kısıtlanmalıdır. Çünkü süt ürünleri vücuttaki östrojenin artmasına neden olur. Endometriozis de östrojen sebepli olduğu için buna çok dikkat edilmelidir.
Fazla kafein de östrojen seviyesini arttırmaktadır. Soya sütü ve soyalı gıdalar da vücutta östrojeni arttırırlar. Rafine şekerler ise vücudu asidik yapar ve bu ortamda oksijen gibi mineraller tükenir. Bu durum da endometriozis için riskli bir durum oluşturur.
Bu gıdaları en az üç hafta boyunca beslenme düzeninizden çıkarın ve etkilerini gözlemleyin.
ENDOMETRİOZİSTE BESLENME NASIL OLMALIDIR?
Endometriozis tedavisinde ağrı kesici diyetin yapılması da çok önemlidir. Antienflamatuar (iltihap oluşumu karşıtı ) özellikte ve vücudu temizleyici etkisi olan besinler öncelikli olarak tercih edilmektedir. Yapılan bir araştırmayla yeşil sebzeler ve taze meyve tüketen kadınlarda endometriozis gelişme riskinde önemli bir azalma olduğunu ortaya konmuştur.
Antienflamatuar (iltihap karşıtı) besinler: Yeşil yapraklı sebzeler, kereviz, pancar, brokoli, yaban mersini, somon, ananas, kırmızı renkli meyveler, çilek, kemik suyu, ceviz, hindistancevizi yağı, chia tohumları, keten tohumu, zerdeçal, zencefil.
Özellikle yemekle birlikte zencefil, zerdeçal, karabiber tüketilebilir. Tatlılarla ise tarçın tercih edilmelidir.
Magnezyum değeri yüksek besinler de yine özellikle ağrılı kramp dönemlerinde tercih edilmelidir. Kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği, siyah fasulye, avokado, badem, muz, pazı ve ıspanak gibi magnezyum açısından zengin besinler, aynı zamanda rahimi yatıştırmaya ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olur.
Birçok çalışma, omega-3 yağ asitlerinin endometriozisli kişilerde ağrıyı azalttığını ve endometriyal dokunun büyümesini yavaşlattığını bulmuştur. Omega 3 yağ asitleri, somon, uskumru, sardalye ve hamsi gibi balıklarda bulunur.
Son araştırmalar kırmızı etin endometriozis riskini yüzde 80 artırdığını göstermiştir. Kırmızı et tüketimini de bu süreçte kısıtlamakta fayda vardır.
D vitamini konsantrasyonu kanda ne kadar fazla ise endometriozis riskinin o kadar azaldığı ortaya çıkmıştır. D vitamini düzeyinizi de kontrol altında tutmakta fayda vardır.
ENDOMETRİOZİSTE (ÇİKOLATA KİSTİ) HİDROTERAPİ
Kontrast oturma banyosunun endometriozis tedavisindeki etkinliği ile ilgili yapılmış herhangi araştırma yoktur. Ancak faydalı olduğu düşünülmektedir. Sıcak suyla dolu küçük bir leğen ya da küvette üç dakika boyunca oturun. Ardından bir dakika boyunca serin suyla doldurulmuş başka bir leğende oturun. Sıcak su soğuk su döngüsü 3 kez daha tekrarlanır. Genellikle adet sırasında yapılmaz.
Herhangi bir tedaviye başlamadan önce bir doktora danışın. Çünkü her ne kadar bunlar doğal takviyeler olsa da yan etki yaratabilir.